WP Kurs Dersleri

17 Şubat 2015 Salı

Afyon Savaşları ve Çin-ABD İlişkileri
Amerikan halkı bağımsızlık mücadelesinin tamamlanmasıyla birlikte hızla kalkınmaya başlamış ve bu kalkınmanın doğal bir sonucu olarak da zaman içinde çeşitli mallara ihtiyaç duymuşlardır. İhtiyaç duyulan bu mallar başlarda Atlantik üzerinden Avrupalı devletler vasıtasıyla tedarik edilirken zamanla Pasifik'e de kaymaya başlamış, ABD bu bölgeyle ticari ilişkiler kurup imtiyazlar elde etmeyi amaçlamıştır. Asya-Pasifik'in en büyük devleti olan Çin'e, Çin mallarına ilgi duyan ABD 1784 yılında Çin ile ticari ilişkilerini resmen başlatmıştır. O dönemde Amerikalı tüccarlar Çin'de bulunan pirinç, ipek ve çeşitli mefruşatlara ilgi gösterirken Çinli tüccarlarda Kuzey Amerika malları olan sandal keresteleri ve kürklerle ilgilenmişlerdir. Karşılıklı olarak artan bu ilgiler Amerika ve Çin arasındaki ticari ilişkileri pekiştirmiştir diyebiliriz. Fakat daha 19. yüzyılın ortasına gelmeden ABD'nin Çin mallarına olan ilgisi, Çin'in ABD mallarına olan ilgisinin önüne geçmiştir. İngiliz ve Amerikalı Çin'in güneyinde büyük bir kaçak afyon pazarı olduğunu görmüşler ve afyon ticaretine yönelmişlerdir.[1]
            1823 yılında Başkan James Monroe kendi adını taşıyan doktrinini açıklayarak Avrupa ile ABD arasına bir set çekmiştir. O yıla kadar ABD Avrupa'nın güç kavgalarına müdahil olmazken, Avrupalı devletler özellikle İngiltere ve Fransa ABD'nin içişlerine oldukça karışmaktaydılar. Monroe'de ilan ettiği doktriniyle Avrupa'nın da ABD içişlerine karışmaması gerektiğini vurgulayarak yeni bir dış politika adımı atmış ve Amerika'nın Yalnızlık Politikası'nı başlatmıştır.[2] Yalnızlık Politikası ile Avrupalı devletlerle arasına duvar ören ABD dünya savaşına kadar kalkınacak bu süre içerisinde de Asya-Pasifik ticaretine yönelip, bu bölgede Avrupalı devletlerle özelliklede İngiltere ile işbirliği içerisinde görünse de alttan alta onlarla bir rekabet içine girecektir.

1. 1. 1. I. Afyon Savaşı (First Opium War, 1839-1844)
Yüzyıllardır dışa açık bir ekonomi anlayışını benimseyen Çin'in ekonomisinin ne durumda olduğu bilinemiyordu. Geniş toprakları, yoğun insan gücü ve zengin yeraltı kaynaklarıyla kendi ihtiyaçlarını karşılayabiliyor ve bu sebeple de dış ticaret yapma gereği duymuyorlardı.   Çin'in bu kapalı ekonomi anlayışını delen tek yerse Guangzhou'da bulunan Kanton Limanı'ydı. Çinli tüccarlar Kanton Limanı'nda en çok İngiliz tüccarlarla alışveriş yapmaktaydı.[3]19. yüzyılın başlarına gelindiğinde İngilizlerin ulusal içkisi kabul edilen çayın büyük bölümü Çin'den geliyordu. İngiliz tüccarlar ise bu çay ithalatını karşılamak için yasa dışı yollarla Çin'e afyon sokuyordu. Başta bunu önemsemeyen Çin yönetimi, ülkedeki afyon bağımlılığı artmaya başlayınca afyon ticaretini tamamen yasaklayarak kaçakçılık için sıkı önlemler almışlardır.  İngiliz hükümeti ise afyon ticaretinden sağladığı geliri bırakmak istemeyerek ve bu durumun ticaret serbestliğini engellediğini ileri sürerek kaçak yollardan afyon sokmaya devam edince ilişkiler oldukça gerilmiş,  sonuç olarak da 1839 yılında İngiliz denizcilerin Çinli bir köylüyü öldürmesiyle ilk çatışma patlak vermiş ve 1. Afyon Savaşı başlamıştır.[4] 2 yıl gibi kısa bir süre içerisinde İngiliz üstünlüğüyle tamamlanan bu savaşa ABD de ticari ayrıcalıklar elde etmek için dahil olmuştur. 1842 yılında İngiltere ile Çin arasında imzalanan Nanjing Anlaşmasıyla İngiltere ticari ayrıcalıkları elde etmiş, İngiltere'nin bu ayrıcalıkları elde etmesinin ardından ABD de  Çin pazarına girebilmek için Çin ile müzakerelere başlamış, sonuç olarak ABD Çin ürünlerine ve piyasalarına sınırsız erişim gibi ayrıcalıkları 1844 yılında imzaladığı ve Çin-ABD ilişkilerinin ilk resmi anlaşması olan Wangxia Anlaşmasıyla kazanmıştır.[5] Bir nevi ABD Wangxia Anlaşmasıyla Çin'e ve Asya-Pasifik ticaretinde etkisini arttırmıştır. Ayrıca bu anlaşmalarla İngiliz ve Amerikan vatandaşlar Çin topraklarında diplomatik dokunulmazlık kazanmış, Çin bazı limanlarını Batılı tüccarlara açmak zorunda kalmış ve uzun yıllar kapalı ekonomi anlayışıyla yönetilen Çin, ekonomisini dış dünyaya açmıştır.[6]
1. 1. 2. II. Afyon Savaşı (Second Opium War, 1857-1859)
Çin'deki ticari ayrıcalıklarını artırmak isteyen başta İngiltere olmak üzere Batılı sömürgeci devletler İngilizlerin ''Ok (Arrow)'' isimli gemisindeki İngiliz bayrağının indirilmesini bahane ederek 2. Afyon Savaşı'nı (Second Opium War) başlatmışlardır. Bu savaşa Ok gemisindeki bayrağın indirilmesi olayı neden olduğu için Ok Savaşı (Arrow War) da denmektedir. Fransa da,  Fransız bir misyonerin Çin'de öldürülmesini gerekçe göstererek savaşa dahil olmuştur. Hemen askeri müdahaleye başlayan İngiltere ve Fransa, Çin hükümetini Tianjin Anlaşması'nı (1858) onaylaması için zorlasa da Çin başta bu anlaşmaya direnmiş, kabul etmemiştir. Askeri harekatlarını artırarak sürdüren sömürgeci devletlere daha fazla dayanamayan Çin 1860 Pekin Sözleşmesiyle Tianjin Anlaşmasına uymayı kabul etmiştir.[7] Çin'in Tianjin Anlaşması'nı kabul etmesinin ardından, Çin hükümetinin bu durumundan faydalanmayı düşünen Fransa, Rusya ve ABD bu anlaşmanın ayrıcalıklarından yararlanabilmek için hızlı kararlarla Tianjin Anlaşması'na taraf olmuşlardır.[8] Bu anlaşmaya göre İngiliz, Fransız, Amerikan ve Rus elçiler Pekin'e yerleşebilecek, Çin limanları Batı ticaretine açık olacak, bahsi geçen devletler uyrukluğundaki kişiler Çin'in iç bölgelerine seyahat edebilecek, ithal mallar için yeni tarifeler düzenlenecek ve vergileri düşürülecektir. Ayrıca bu anlaşmayla İmparatorluk Deniz Gümrük Servisi (Imperial Maritime Customs Service) kurulmuş ve Çin hükümeti için sürekli bir gelir kaynağı sağlanmıştır.
            Afyon Savaşları sonrasında yapılan anlaşmalarla Çin Batı'ya ayrıcalıklı statüler vermiş ve bu ayrıcalıklar karşılıksız olduğu için bu anlaşmalar Eşitsiz Anlaşmalar (Unequal Treaties) olarak da nitelendirilmektedir. Eşitsiz Anlaşmalar sistemiyle Çin dış dünya ile temaslarını artırmıştır. Yıllardır Çin ile ticaret yapmak isteyen ülkeler Çin kültürünün üstünlüğünü, Çin hükümdarının otoritesini kabul edip imparatora vergi mahiyetinde haraç getirerek ilişkilerini yürütmeye çalışırken 1842 Nanjing, 1844 Wangxia ve 1858 Tianjin Anlaşmalarıyla Çin'de açık ticaret anlayışı oturmaya başlamıştır.[9] Afyon Savaşları ve bu savaşların sonunda sömürgeci devletler lehine imzalanan anlaşmalarda dönemin bir numaralı devleti olan İngiltere hep öncülük etmiş, önce kendi çıkarları olmak üzere Fransız ve Amerikan çıkarlarını da Asya-Pasifik'te desteklemişlerdir. Wangxia Anlaşmasıyla bölgeye ilk adımını atan ABD, Japonya ile yaptığı Kanagawa  Anlaşması[10] ve tekrardan Çin ile imzalanan ticari ayrıcılıkların artırıldığı Tianjin Anlaşmasıyla Asya-Pasifik bölgesine olan hassasiyetini göstermiştir. Bu hassasiyet dönem itibariyle ticari ve dolayısıyla da ekonomik bir hassasiyettir denilebilir.



[1] The Opening to China Part I: the First Opium War, the United States, and the Treaty of Wangxia, 1839–1844https://history.state.gov/milestones/1830-1860/china-1, (E.T. 02.11.2014)
[2] Henry Kissinger, Diplomasi(çev.:İbrahim H. Kurt), İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Ekim 2006, s. 27.
[3] Mert Can Demir, ''Çin ile İngiltere Arasındaki Afyon Savaşı'', http://www.gundemturkiye.com/tarih/dunya-tarihi/cin-ile-ingiltere-arasindaki-afyon-savasi.html  (E.T. 04.11.2014)
[4] Oral Sander, Siyasi Tarih-İlkçağlardan 1918'e,  Ankara: İmge Kitapevi Yayınları, 1989, s. 272.
[5]The Opening to China..., a.g.e.
[6] Demir, a.g.m.
[7]Adem Kolbaşı, ''Ondokuzuncu Yüzyılın Bazı Önemli Olayları ve Fikir Akımları'', http://w3.balikesir.edu.tr/~akolbasi/Sanayilesme.doc,  (E.T. 06.11.2014)
[8]The Opening to China Part II: the Second Opium War, the United States, and the Treaty of Tianjin, 1857–1859https://history.state.gov/milestones/1830-1860/china-2,  (E.T. 06.11.2014)
[9]Aynı yer.
[10] Bkz. s. 8.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder